Korkuları yendim, bütün sebepleri sendin.

Murat Tortopoğlu
2 min readAug 11, 2021

--

Cem Adrian’ın Sivas’ın Yollarına’sına takılırken Spotify’ın önerdiği Kanatlar adlı şarkıdan çıkardığım anlamlar üzerine yazmak istedim.

İlk başta pazarlama miyopluğu da olabilir, her şeyi girişimciliğe yoruyorsun zorlama bu kadar diye paylaşmaya cesaret edemedim, sonra şarkıdan çıkardığım anlama ters geldiğini düşünüp gülümsedim.

Şarkının gerçek hikayesini araştırdım ama bulamadım. Epey gülünç bir duruma düşmüş de olabilirim :) hayırlısı.

Yazının devamına geçmeden şarkıyı dinleyin.

Yung Kafa & Küçük Efendi, Cem Adrian. Kanatlar, 2021.

“Günü yok, güneşi yok
Kalbimde bir eşi yok
Açılmış kanatları
Yüksekten korkusu yok

Dünü yok, yarını yok
Sorsan hiçbir şeyi yok
Süzülüp gökyüzünde
Düşmekten korkusu yok”

Duyar duymaz Reid Hoffman’ın şu sözü aklıma geldi

“Starting a company is like throwing yourself off the cliff and assembling an airplane on the way down”

Ancak yüksekten ve düşmekten korkusu olmayanlar uçurumun kenarından “düşerken uçağı yaparım” düşüncesiyle atlayışı gerçekleştirebilirler, gerçekleştiriyorlar.

Peki bir insan neden böyle bir hareket yapsın? “Sorsan hiçbir şeyi yok” Geçmişi veya yarınıyla ilgili değil ancak “aç”lığı gidermek isteyen “korkusuz” birisi böyle bir atlayışa cesaret edebilir.

“Korkuları yendim, bütün sebepleri sendin
Yüreğim zengin, kalamam, yolcuyum özgürlük
Tek bir ışık kaldı fakat onu bile söndürdük
Yola düşmeden önce son bir öpücük

Rüzgâr beni öne esiyor
Kanatlarım açık hayat beni deniyor
İçimdeki ses bana güven veriyor
O da beni seviyor, beni çekiyor

O da beni seviyor
O da beni seviyor
Nerde sevda?
Ömrümün sonunda”

Bu sözleri dinlerken o zamanlarda dinliyor olduğum bir kitapta anlatılan Sylvester Stallone Rocky 6 filmindeki repliği geldi aklıma:

The world ain’t all sunshine and rainbows. It’s a very mean and nasty place, and I don’t care how tough you are, it will beat you to your knees and keep you there permanently if you let it.

You, me, or nobody is gonna hit as hard as life. But it ain’t about how hard you hit. It’s about how hard you can get hit and keep moving forward; how much you can take and keep moving forward.

That’s how winning is done!

Now, if you know what you’re worth, then go out and get what you’re worth. But you gotta be willing to take the hits, and not pointing fingers saying you ain’t where you wanna be because of him, or her, or anybody. Cowards do that and that ain’t you. You’re better than that!

I’m always gonna love you, no matter what. No matter what happens. You’re my son and you’re my blood. You’re the best thing in my life. But until you start believing in yourself, you ain’t gonna have a life.

Yapamazsın diyenler olacak. Düşeceğiz, dayak da yedik, yiyeceğiz. Bu endişelerin/korkuların nedeni bize sövenler, dövenler değil kendimizden ötürü. Bizzat biz öyle olduğuna inandığımız, olmasına izin verdiğimiz için oluyor “Korkuları yendim, bütün sebepleri sendin”.

Ancak kendimiz olursak, başkaları değil kendimize önce biz inanırsak zincirlerimizden kurtulacak, kanatlarımızı özgürce açacak ve gökyüzünde korkusuzca süzülmeye başlayacağız. Biz kendimize güvenmeye başladıkça rüzgar da artık bizi öne itecek.

Şarkıdaki “sen”i içimizdeki “ben” olarak hisssettim. Ne dersiniz? İçtiğimden mi istersiniz :) yoksa bana katılır mısınız?

--

--